"Bu Kapı Yokluk Kapısıdır, Varlık Elbisesi İle Girilmez. Varmısın Ki, Yok Olmaktan Korkuyorsun. Yokluğu Görünce Yüz Çevirme Allah Aşkı Yokluk İe Bulunur!" (El-Aziz İrfan Ocağı)

Tağut Nedir?

Tağut Nedir?

İmam-ı Kurtubî Hazretleri buyuruyor ki: Tağutput ve şeytan demektir. Enes bin Malik hazretleri, (Tağut, Allahü teâlâdan başka, kendisine ibadet edilen her şeydir) buyurmuştur. Hazret-i Ömer de, (Tağut, şeytandır) buyurmuştur. Tağut, tuğyan kelimesiyle aynı kökten türemiştir, insanı azdıran her şeydir. El-Cevherî, (Tağut, kâhin, şeytan veya sapıklıkta başı çeken kimsedir) demiştir. (Cami-ul-ahkâm)

İdarecilere ve Devlete Tağut Denir mi?

Bazıları diyor ki: “Bugün dünya tağutla idare ediliyor. Tağutların kanunlarına uyanlar; milletvekili, belediye başkanı seçenler, seçilenler; hâkimler, savcılar, polisler ve bütün memurlar; Avrupa, Amerika ve Asya’da işçi olarak çalışanlar müşrik olduğu gibi, herhangi bir iş için mahkemeye başvuranlar da müşriktir. Tağutun idaresinden pasaport alıp yurtdışına çıkanlar, hattâ hacca gidenler müşrik olur. Trafikte kırmızı ışıkta durmak, yeşil ışıkta geçmek, tağutun adamlarıyla herhangi bir anlaşma yapmak da şirk olur, çünkü böyle yapmak, tağutu meşrulaştırmaktır. Onların kanunlarına uymayıp, onlara karşı gelmek lazımdır.” 

Böyle söylemeleri çok yanlıştır. Bu görüşler daha çok dışarıdan geliyor, Müslümanlar arasında bölücülük yaparak fitne çıkarmayı hedefliyorlar. Bu oyuna gelmemeli. Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiram, onların tağut dedikleri putçularla anlaşmalar ve alışveriş yapmadı mı?

Kâfir ülkesinde çalışmak ve kâfire ücret karşılığı hizmet etmek günah değildir. Gayrimüslim Avrupa’da çalışmak caizdir. Mekke Müslümanları da Habeşistan’a hicret edip, orada gayrimüslimlerin işlerinde çalışmışlardı. Kaynak; https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=6437

Devlet ve idareciler tağuttur. Oy kullanmayın kafir olursunuz, memur olsan hatta imam olsan kafir olursun derler. Bu çok yanlıştır. Oy kullanmak küfür değildir. Mecelle’de, "Ehven-i şerreyn tercih olunur" buyuruluyor. Yani vatana, millete ve dinimize en az zararı olan tercih edilir. Yoksa zararlı olan güçlenir. Zaten uluslar arası güçlerin müslüman ülkelerde istedikleri de tamda budur. 

Tekfirci guruhun işi gücü o kafir bu kafir deyip müslümanlar arasında nifak sokup parçalamaktır. Devletine, vatanına ve milletine düşman yapmaktır. Bunları kendi bilinci ile yapmıyorlar onlar öğrendiği ilim zannedip bunu İslam adına yapıyorlar. Ama sormak lazım bu kimin işine yarıyor! Ne kadar delil söyleseniz bunları mankurtlaştıranlar bir algoritma geliştirmiş ki hemen kısır bilgileri ile işte Kur'an deyip ayet okuyorlar. Halbu ki o ayeti kerime ile Peygamber Efendimiz (s.a.v.) nasıl amel etti deseniz bilmez söylesen algoritma gereği Hadis-i Şerifler uydurmadır derler.

Yani devlet milleti ile vardır, millet müslüman ise devlete tağut denmez. Hali hazırda İslam'a ters bir şey varsa bu ilim ile düzeltilir. Yoksa yabancı güçlerin kuklası bir terörist olursunuz "deaş ve fetö" gibi.

Tağut Hakkındai Ayeti Kerime

“Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırt edilmiştir. Artık her kim tağutu inkâr edip Allah’a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki o hiçbir zaman kopmaz. Allah her şeyi işitir ve bilir.” (Bakara 256)  yukarıda zikredilen “tağut” tan kasıt masivadır. Hâce Şah-ı Nakşibendi Hazretleri (k.s.) şöyle buyururlar: “Tuttuğumuz oruç kendimizi nefyetmektir; Namazımız Allah’ı görmediğimiz halde O’nu görür gibi kılmaktır.” 

Masiva; Allah'dan gayrı herşeydir. Yani esas olan gönüldeki putları yani tağutları temizlemelidir. Biz toplum olarak İslam'ı yaşarsak Allah'u Teala Hazretleri ona göre birilerini başa getirir.

Ayeti Kerime ve Hadis-i Şerifler

“Bir kavim kendini bozmadıkça Allah onları bozmaz.” (Rad, 13/11)

“Kemâ tekûnû yuvella aleyküm” (Siz nasıl olursanız yöneticileriniz de öyle olurlar). “A’malüküm ummalükum” (amalleriniz yönetcilerinizdir, onlar sizlerin eseridir) (bk. Acluni, I, 146, II, 127) denilmiştir.

“Davranışları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer kısmına yönetici yaparız.” (En’am, 6/129)

“Fitne zamanında yürüyen koşandan, duran yürüyenden, oturan ayakta dikilenden, yatan oturandan, uyuyan yatandan daha hayırlıdır.” (Buhari, Fiten, 9; Müslim, Fiten, 10, 13; Tirmizi, Fiten, 29; Ebu Davud, Fiten)

“Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır. Öyleyse kimin hicreti/yönelişi Allah’a ve Rasûl’üne ise, onun hicreti/yönelişi Allah ve Rasûl’ünedir. Kimin hicreti/yönelişi de elde edeceği bir dünyalığa veya nikâhlanacağı bir kadına ise, onun hicreti/yönelişi de o hicret ettiği/yöneldiği şeyedir.” (Hadi-i Şerif)


ÇIKMIŞ KİTAPLARIM;


  Allah Aşkı Kutbül Aşk Kitabı

RESİME TIKLAYIP ULAŞABİLİRSİNİZ

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski