Tasavvuf; Huzur-u Meallah Allah İle Olmak
Tasavvuf; Huzur-u Meallah Allah İle Olmak; Ey kardeşim! Bilesin ki, kişinin kıymeti, himmeti kadardır. Bu tarik ki, cümlesi iki adımdır. Âlem-i Halk ve Âlem-i Emr itibarıyla Halk’tan geçip Emr’e ulaşmaktır. Emr ise, Emirin sıfatıdır. Hadis-i Kudsi’de: “Nefsinde sefer et, ilk adımda beni bulursun.” buyrulmuştur. Şah-ı Nakşibendi (ks.): “Benim yolumun başlangıcı, Beyazıd-i Bestami’nin nihayeti değilse, muhabbetullah bana haram olsun.” demiştir. Hadis-i Kudsi’de de: “Muradettiğim gibi, Benim için ol; istediğin gibi senin için olayım.” buyrulmuştur. Nakşi, Zahiri sünneti seniyye ile araste (süslenmiş) ve batını huzuru daim üzere piraste (donatılmış) olandır. Kastını Zat-ı ilahiye tevcih eyleyip vusul bulmadıkça, karar ve aram eylemeyesin. “Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı.” (Neml 17) bu halin sıdkına kâfidir. Sabikun zümresine girmek istersen, yüzünü Allah’a dön ve korkma, eğer yakin sahiplerinden isen. Sen de duydun, Kur’an’da vardır: ”O halde Allah’a firar edin.” (Zariyat 50) (Mahmud Samini Hz.)
Hakk talibi olanın kalbi huzurlu gerek.”
Tasavvuf; Huzur-u Meallah Allah İle Olmak; Kalbini ağyardan boşalt ki marifet ve esrar dolsun. Rızık endişesini ve gelecek düşüncesini kalbinden ihrac edip maksudu hakikiye acz ve çok ihtiyacın olduğunu arz eyleyesin. ”Her kim ki Allah’a bağlanırsa, kesinlikle doğru yola iletilmiştir.”(Ali İmran 101) “Ey Âdemoğlu! Benimle olduğun kadar seninle olurum.”, “Ey Âdemoğlu, Benim için olduğun kadar, senin için olurum.”, “Ben seninleyim, sen kiminlesin.” (Hadis-i Kutsi) “O halde Allah’a firar edin.” (Zariyat 50) Hakk’a müteveccih olasın. “Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı.” (Necm 17) Yani yolculuk esnasında mülk, melekût ne Ceberut’a meyl eylemeyip, maksad-ı hakikiyyeye teveccüh-ü tam kılasın. Vücudunda emanet olan beyt-i Rahman-ı, kir masiva efkârından pak edersin. İmam-ı Azam Hazretlerine: “Fıkıh nedir?” diye sormuşlar. Cevaben: “Kişi, nefsinin kar ve zararını bilmesidir.” diye buyurmuştur. Bundan daha ziyade ve ziyan olur mu kişi masiva ile ülfet edip Rabbinden gafil ola. Ölüm anında kişi ne ile meşgul idiyse ona müteveccüh fert olur. İlel-ebed zulmeti tefrikta kalır. “Dünya, ahiret ehline haram, Ahiret, Dünya ehline haram. Hem Dünya hem Ahiret, Ehlullah’a haram.” (Hadis-i Şerif) (Mahmud Samini Hz.)
Herkesin maşuku burada, koşup buraya geliniz.”
“Hikmet müminin yitiğidir. Nerede
bulursa alır.” (Hadis-i Şerif) Allah’a giden yollar mahlûkatın nefesleri
sayışıncadır. Ancak hepsi kapalıdır. Yalnız Rasulün izinden giden ve O’na uyan
varislerin ki, hariçtir denilmiştir.
Mecmu-un ilimden maksat kulun Hakk Teâla’ya vusulüdür. Zira ilmin anlamı agâhlıktır. Agâh şu kimseye denir ki: “Kalbi devamlı Cenab-ı Hakk ile hazır olur.” Malumunuz ola ki iş bu tarik ki, cümlesi iki adımdır. Âlem-i Halk ve Âlem-i Emr itibarıyla. Sadat-ı Nakşiyye katında bu tarik ki; çoğu bir senede sülük eder, (azına sınır yok) eğer bir senede sülüku tamam olmazsa bilesiniz ki bu yolda gidilmemiştir. (Mahmud Samini Hz.)
Gel tarika nakşibend ol nakşibend.”