Tasavvufi Hadis-i Şerifler 21-30
Tasavvufi Hadis-i Şerifler 21-30
21- Ebu Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Pazartesi ve perşembe günleri ameller (Allah'a) arz olunur. Ben,
oruçluyken amellerimin arz olunmasını isterim." (Tirmizî, Savm 44.)
22- Resûlullâh sallallahu aleyhi ve
sellem şöyle buyurmuştur: “Eğer ümmetime
zorluk vermeyecek olsaydım her abdest aldıklarında misvak kullanmalarını
emrederdim.” (Buhari Cuma 7-887, Müslim taharet 15, 42-252) Misvak
kullanmak imanlı ölmeye vesiledir.
23- "Müşriklerle
aramızdaki fark, takkeler üzerine sardığımız sarıktır." (Tirmiz,
Libas, 42) Cabir (ra)’dan Nebî (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğu
rivayet edilmiştir: “Sarıkla kılınan iki rekât, sarıksız kılınan yetmiş rekâttan
daha hayırlıdır.” Rukâne (ra)’dan, Nebimiz
(sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz ’in şöyle buyurduğu rivayet edildi: “Ümmetim takke üzerinde sarıkları
giydikleri müddetçe, İslam fıtratı üzere olmaya devam edeceklerdir”.
24- Süveyd İbnu Kays anlatıyor: “Ben ve Mahrefetu’l-Abdî, Hacer’den bez
alıp, Mekke’ye getirdik. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) [yanımıza] gelip
bizimle bir şalvar pazarlık etti ve satın aldı. Fiyatını bize tartıp ödedi.
Tartan kimseye de: “Tart (ve ibreyi lehine) kaydır!” emretti.” (Ebu Davud, Büyü
7, (3336); Tirmizî, Büyü 66, (1305); Nesaî, Büyü 54, (7, 284).) Bol giyinmek
özellikle şalvar giymek sünnettir.
25- Mugîre İbni Şu’be radıyallahu anh şöyle
dedi: Bir gece Nebî sallallahu aleyhi ve sellem ile yolculukta idim. Bana: “Yanında su var mı?” dedi. Ben: Evet,
diye cevap verdim. Bunun üzerine devesinden inip yürüdü ve gecenin karanlığında
gözden kayboldu. Sonra geldi. Ben tulumdan eline su döktüm; yüzünü yıkadı. Üzerinde yünden yapılmış bir cübbe vardı.
Kollarını yeninden çıkaramadı da cübbenin altından çıkarmak suretiyle yıkadı ve
başını mesh etti… (Riyazü’s-Salihin). Cübbe giyinmek sünnettir. Özellikle
namazlarda giyilmesi namazın sevabını artırır.
26- Bize Umer ibnu Muhammed ibn Zeyd,
Nâfi’den; o da İbn Umer (ra)’den tahdîs etti ki, Peygamber (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem): “Müşriklere muhalefet ediniz
(hâl ve hareketlerinde onlara benzemeyiniz) Sakalları bol bırakınız, bıyıkları derince kesiniz!” buyurmuştur.
Nâfi’ ibn Umer hac yâhud umre yaptığı zaman başını tıraş ettirirken sakalının
üzerinden eliyle tutar da elinden fazla olanı makasla alırdı, demiştir (Buhari).
Sakal ahirete bizimle gelecek tek sünnettir. Erkeğin fıtratındandır mesela
erkek aslanın yelesi var ve horozun ibiği vardır bunun gibi insanın erkeğine
Allah sakal vermiştir onu kökünden kesmek fıtrata müdahale olur.
27- “Ümmetim
fesada düştüğü bir zamanda Sünnet-i seniye’me sarılanlara yüz şehit sevabı
vardır.” (Beyhakî) “Ümmetimin fesada
düştüğü zaman sünnetime sarılan kişiye şehit sevabı vardır” (1. Taberanî,
el-Mucemu’l-Evsat, 5/315; Münavî, Feyzu’l-Kadir, 6/261. Bu zaman diliminde
sünnete sarılanlara yüz şehid sevabının verileceğini bildiren bir rivayet de
söz konusudur.) (Bkz. Ebu Bekr el-Beyhakî, Kitabu’z-Zuhdi’l-Kebîr,
Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut 1995, 2/118.9). Ahir zamanda İslam gariptir. İslam’ı
yaşayayım dediniz mi gülerler, ambargo uygularlar yani ölüp ölüp dirilir gibi
olursunuz. Tabi bunun Allah katında bir karşılığı vardır.
28- “Her kim Allah için olursa... Allah onun için olur." (Hadis-i
Şerif)[1] Yani
kim Allah için varlık ideasından vaz geçerse ve devamlı Allah’ın huzurunda
olursa Allah o kuluna tecelli eder.
29- Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem: “Kim Allah’a kavuşmak isterse,
Allah da ona kavuşmak ister. Kim Allah’a kavuşmak istemezse, Allah da ona
kavuşmayı arzu etmez” buyurdu. Bunun üzerine ben: Ya Resûlallah! Ölümü
sevmediği için mi (kavuşmak istemez)? Öyleyse hepimiz ölümü sevmeyiz, dedim. “Hayır, öyle değil. Mü ‘mine Allah’ın
rahmeti, rızası ve Cenneti müjdelendiği zaman Allah Teâlâ’ya kavuşmak ister;
işte o zaman Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kâfire Allah’ın azabı, gazabı
haber verildiği zaman Allah’a kavuşmaktan hoşlanmaz; Allah da ona kavuşmaktan
hoşlanmaz” buyurdu.[2] Kişi
mümin olarak yaşar her an murakabe halinde olur Allah benimle beraber
düşüncesine sahip olur harama helale, hakka hukuka dikkat ederse bu kişi için
ölüm bayram gibi olur. Kişi hak hukuk tanımaz helale harama dikkat etmez ise bu
kişi gideceği yerin karanlık olduğunu bilir ve hisseder tabi haliyle gitmek
istemez.
30- Ebu Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem, “Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur” dedi: “Her kim bir dostuma düşmanlık ederse, ben
ona karşı harp ilân ederim. Kulum, kendisine emrettiğim farzlardan, bence daha
sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık sağlayamaz. Kulum bana (farzlara
ilâveten işlediği) nafile ibadetlerle
durmadan yaklaşır; nihâyet ben onu severim. Kulumu sevince de (âdeta) ben onun
işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden ne
isterse, onu mutlaka veririm, bana sığınırsa, onu korurum.” (Buhari, Rikak
38). Allah dostlarına düşmanlık edenlerin sonu hüsran olduğu anlaşılıyor. Allah
dostlarını tanımak zordur onun için herkes ile iyi geçinip kimseyi kırmamak
lazımdır. Kul Mevla’yı andıkça Mevla ile öyle hem dem olur ki adeta onunla
görür, onunla işitir, onunla tutar ve onunla yürür yani aşığı maşuktan ayrı
düşünmemek lazım.
[1]
http://dosyalar.semazen.net/Sadreddin_Konevi_40_Hadis.pdf
[2] (Müslim, Zikir 14-17. Ayrıca bk. Buhari, Rikak 41; Tirmizî, Cenâiz 67, Zühd 6; Nesâî, Cenâiz 10; İbni Mâce, Zühd 31)
"Tasavvufi Hadis-i Şerifler 31-40" burdan tıklayıp okuyabilirsiniz.
Diğer İslami Kitaplara Göz At!