Kudret Sebebiyle Kalbin Üstünlüğü
Kudret Sebebiyle Kalbin Üstünlüğü; Marifet yolundaki insanın, en kıymetli cevheri olan kalbde görünenleri öğrendin. Şimdi de, kudret sebebiyle olan üstünlüğünü izah edelim. Zira, o da meleklerin husûsiyetlerindendir. Diğer hayvanlarda yoktur. Bu da şöyledir: Melekler, madde âlemini emri altında bulundururlarsa, Allahü Teâlâ'nın izni ile insanların ihtiyaçlarını gördükleri zaman, baharda yağmur getirirler, fırtına koparırlar, hayvanları ana rahminde, bitkileri toprakta şekillendirirler ve süslerler. Bu işlerin her bir çeşidi için meleklerden bir kısmı vazifelendirilir. İnsanın kalbi de, melek cevheri cinsindendir. Ona da bir kudret, kuvvet verilmiştir. Böylece madde âleminin bir kısmı ona tâbidir.
Herkesin hususî âlemi, kendi bedenidir. Beden de kalbe
tâbidir. Herkes bilir ki, kalb parmakta değildir. İlim ve irade [istek]
parmakta değildir. Kalb emredince, parmak hareket eder. Kalbde hışmın görüntüsü
meydana gelince, yedi azadaki damarlar açılır, kan hücum eder. Bu, yağmura
benzemektedir. Şehvetin görüntüsü kalbde zahir olunca, bir esinti canlanır ve
şehvet âletine doğru gider. Yemek yemeyi düşününce dilinin altındaki kuvvet
hemen yardım için harekete geçer ve tükürük bezleri çalışır. Böylece yiyeceği,
yutacak hâle gelinceye kadar ıslatır.
Kalbin tasarrufunun bedende câri [geçerli] olduğu ve bedenin
kalbe tâbi olduğu gizli değildir. Fakat, bilmek lâzımdır ki, kalblerin bazısı
bazısından üstün ve kuvvetlidir; melek cevherine daha çok benzer. Böylece, onun
bedeninin dışındaki maddeler, ona itaat eder. Meselâ, heybeti bir aslan üzerine
düşerse, aslan ona itaat eder, emrine girer, bir hastaya himmet edince, sıhhate
kavuşur; bunun gibi vücudu sağlam olan birisine bakarsa, hasta eder, bir
kimsenin kendi yanına gelmesini düşündüğü zaman, o kimsenin bâtınında bir
hareket meydana gelir. Yağmur yağmasını istediği zaman yağmur yağar. Bütün
bunlar aklî delillerle mümkün ve tecrübe ile bilinmektedir. Göz değmesi ve büyü
dedikleri şeyler de bu kabildendir. İnsanların, diğer cisimlere te’sir ettiği
şeyler kısmındandır. Hattâ, haset edici habis [kötü, pis] bir nefis olur, gayet
güzel bir at görür, o ata haset gözü ile bakar, onun helak olmasını aklından
geçirir, o at o anda helak olur. Bahusus hadîs-i şerifte bildirildi: «Göz (nazar)
insanı mezara, deveyi tencereye koyar» (1).
O hâlde, bu da, kalbin şaşılacak kudretlerindendir. Böyle bir hususiyetin [özellik] kendisinde bulunduğu bir kimse, insanları hak dinine dâvet edici ise, bu hâllerine mucize denir. Davet edici değil ise keramet denir. Hayırlı işte bu hâlleri zuhur ederse, nebi yahut velî denir. Kötü işlerdekine ise büyücü denir. Büyü, keramet ve mucize, insanın kalbindeki kudretin en büyüklerindendir. Evet, aralarında büyük farklar vardır. Bu kitab bunu açıklamak için kâfi değildir. (İmam Gazali Hz.)