Su Orucu, Su Diyeti Nedir ve Nasıl Yapılır?
Su Orucu, Su Diyeti Nedir ve Nasıl Yapılır?;Su Orucu Nedir? Su hariç her şeyin beslenme programından çıkarıldığı bir çeşit diyettir. Su orucu hakkında yapılan çalışmalar her ne kadar az olsa da, insan vücudu üzerinde olumlu etkileri olduğuna dair yapılmış çalışmalar da mevcut. Bu çalışmalara göre su orucu bazı kronik hastalıklara dair riskleri azaltabilir ve vücuttaki yaşlı hücrelerin parçalanarak yenilenmesi anlamına gelen bir süreç olan otofajiyi etkisini ortaya çıkarabilir.
Su Orucu Neden
Yapılır?
* Kilo verebilmek için.
* ‘’Detoks’’ yapabilmek için.
* Sağlık üzerindeki olumlu etkileri için.
Su Orucu Nasıl Uygulanır?
* İlk hafta sadece sabah kahvaltı yenmez. Bir
bardak ılık su içine limon damlatıp içilir. Her öğünde daha az porsiyonlar
yiyerek ilerleyebilirsiniz.
* İkinci hafta sabah ve öğlen yenmez. Akşam hafif yemek
yenir, günlük 2-2,5 litre su tüketilir.
* Üçüncü hafta önerilen süre 24-72 saat yemek yemeyip
sadece, günlük 2,5-3 litre su tüketmektir. Aynı zaman da yeşil çay, limonlu ve
sirkeli ılık su tüketebilirsiniz.
* Tercihe göre 24 veya 72 saatin sonunda sıvı çorba gibi
gıdalarla yavaş bir şekilde yemeye başlanır ve diyete son verilir. 2 veya 3 gün
sonra normal beslenme düzenine geçilir.
* Bir daha yapmak ve süreyi uzatmak için en az 1 veya 2 ay
ara verilip tekrar edilir.
“Doktorunuza danışmadan su orucu
yapmayınız! Özellikle 24-72 saati geçen su orucu sağlığınızı olumsuz
etkileyebilir!”
* Su diyetini Ramazan-ı Şerif ayında kolaylıkla
yapabilirsiniz. Ramazan ayının son haftası vücut alışmış olduğu için pek
etkilenmez. Zaten Ramazan ayında akşam az yense vücut kendini yenileyecek
Allah’ın izni ile ama maalesef ağır iftar yemek yeniliyor ardından meyve ardın
çay çerez derken mide tıka basa doluyor.
Su Orucunun Faydaları
Nelerdir?
* Otofajiyi destekler, hücrelerin yenilenmesini sağlar. Kan
Basıncını Düşürür. Bazı Kronik Hastalıkların Riskini Azaltır.
Dikkat Etmemiz
Gerekenler Nelerdir?
* Yanlış bir kilo kaybına sebep olabilir! Besinlerden
aldığınız su azalınca susuz kalabilirsiniz! Aniden ayağa kalktığımızda baş
dönmesi ve bayılma hissi olabilir! Özellikle araç veya ağır makine
kullandığınız bir işiniz varsa bu durum tehlikeli olabilir! Kronik
rahatsızlığınız varsa muhakkak doktorunuza danışın olumsuz etkileri olabilir!
Az Yemek Yemenin Faydaları;
Az yemenin ve dengeli beslenmenin birçok faydası vardır. Su diyeti yapılınca insan ihtiyacından fazlasını sırf bağımlı olduğu için yediğinin farkına varır ve daha dengeli beslenmek için gayret eder. Abur cuburun yağlı kızartmaların sayılamayacak kadar zararı var olduğu herkesçe malumdur.
Dr. Aidin Salih: Açlık,
Bedeni ve Yüzü Güzelleştirir
“Sağlık, ahlak, akıl, din ve ilmi anlayışın tüketilen besine
bağlı olduğu çok eskiden beri bilinmektedir. Verimli topraklarda yaşayanlarda
genellikle kabalık, zihinsel ve fikri zayıflık, davranışlarda aşırılık görülür.
Çünkü çok besin tüketenlerin vücudunda atıklar birikir, biriktikçe çürümeye
başlar, kanı kirletir. Dolayısıyla cilt rengi bozulur, aşırı kilo almakla beden
çirkinleşir, zihin körelir, fikirler sığlaşır; idraksizlik ve gafillik galip
gelir.
Çorak topraklarda yaşayanların bedenleri hafif, yüzleri
güzeldir. Tenleri saf ve temiz, ahlâkları güzel, davranışları ölçülü,
anlayışları mükemmel, düşünceleri derindir. Açık zihinleri ilim ve hakikati
çabuk kavrar.
Allahü Teala ilk orucu Adem Aleyhisselam'a, sonra diğer
peygemberlere ve ümmetlerine emretmiştir. Musa Aleyhisselam ve Ilyas
Aleyhisselam 40 gün, İsa Aleyhisselam 60 gün hiçbir şey yemeden oruç tutardı.
Abdülkadir Geylani 40 günde bir iftar ederdi. Bunlar efsane değil, kitaplarda
anlatılan gerçeklerdir. Davud Aleyhisselam ömür boyu bir gün yer, bir gün oruç
tutardı. Oruçların en ağırı olan ve Savm-ı Davud denilen bu oruç
Peygamberimizin (s.a.v.) de en sevdiği oruçtur.
Günde 250-500 gr.'dan fazla yemek birikinti oluşturur.
Sürekli sindirimi denetlemek, metabolik atıkları uzaklaştırmak, atılamayanları
depolamak ve görevli organları yönlendirmek bağışıklık sistemini çok meşgul
ettiği için hastalıklara karşı direnç gösteremez. Oruç tutarken, yani bedene
dışarıdan herhangi bir besin gelmediğinde bağışıklık sistemi sindirimle
uğraşmaktan kurtulur, bütün gücünü vücudu temizlemeye yöneltir. Karaciğer ve
bağırsaklardan dışkıyla, akciğerlerden öksürük ve nefesle; beyinden hapşırma,
gözyaşı, kulak akıntısı ve geniz akıntısıyla; böbreklerden idrarla; kandan
terle metabolik atıkları atmaya başlar. Bu ağır işin gerçekleşmesi sırasında
çok enerji harcanır. Bu enerjinin temini için önce glikojen ve yağ depoları kullanılır.
Onun için açlığın ilk 3-4 gününde her gün 1-1,5 kg. verilir.
3-4 gün sonra, temizlenen kan, damarların duvarlarında
oluşan kolesterol, toksin ve kireç tabakasını eriterek, vücuttan atmaya başlar.
Bu günlerde insanın ağzı, nefesi ve teri ağır kokar; tükürüğü artar, koyulaşır
ve yapışkan olur, idrar da koyulaşır, kokusu ağırlaşır; bu sırada kum ve taş
dökülebilir. Titreme, tansiyonda düşme veya yükselme gözlenebilir; mide bulan
tısı, kusma, kaşıntı olabilir; aft, uçuk, sivilce, çıban ve yaralar çıkabilir.
Ancak ibadetli insanların orucu rahat geçer; sadece hafif titreme olur veya
nabız düşer.
Açlığın 5-7. günü ağızdan ve deriden aseton kokusu gelmeye
başlar. Bu koku vücudun iç beslenmeye geçtiğini gösterir ve o gün herkese ağır
gelebilir. Çünkü o gün açlığın tesiri hücrelere iner ve değişime uğrayan
hücreleri temizlemeye başlar. Temizlenmesi mümkün olmayan hücreleri tek-tek
parçalayarak besine dönüştürür, yani hastalıkları kökten yok etmeye başlar.
Birikintileri eriterek kısmen kullanır, kısmen dışarı atar.
5.-7. günden sonra kahverengi, çok kokulu büyük abdest
gelebilir. Kadınlarda koyu kırmızı, kahverengi veya yeşile dönük, parçalı ve
kokulu adet kanaması olabilir. Bu günlerde oruçlunun tükürüğü, iltihaplı
yaralan iyileştirir; kulaktaki mantarı kurutur, virüsü yok eder; yeni oluşmuş
kataraktı eritir; akrebi bile öldürebilir. Bu süreçte kilo kaybı azalır, günde
500-700 grama iner.
7. günden itibaren kilo kaybı günde 300-360 grama, 21 gün
sonra ise 120-150 grama iner. Kilolu olanlar daha fazla kilo verebilir. Açlık
Orucu sırasında su içilmezse, su temini için daha çok hasta hücre kullanılır,
dolayısıyla iyileşme daha kısa zamanda gerçekleşir. Ancak susayanların su
içmesi gerekir.
Susama toksinleri eritmek için vücudun suya ihtiyacı
olduğunu gösterir. Bağışıklık sistemi hasta ve zikirden vazgeçen hücreleri
parçalayıp yok edince, iştah açılır, iştah açılmadığı sürece oruca devam etmek
gerekir.
Açlıkta niyet çok önemlidir. Açlığa niyet edildiğinde
bağışıklık sistemi, her organ ve her bir hücre kendini bu niyete göre
programlar. Açlığın her günü için belli miktarda fazlalığı atmayı ve harcamayı
planlar. Vücudu programını bozmamak için niyeti bozmamak gerekir.
Açlıktan korkmak için sebep yoktur, açlıktan zarar gelmez;
Çünkü, Allahü Teala'yı zikreden hücreye kabirde kurt-böcek dokunamadığı gibi,
açlık da zikreden hücrelere dokunmaz. Açlıkta beden de aç kalmaz, çünkü her bir
hücrede her zaman 40 günlük zahire, fizik vardır. Bununla birlikte vücut,
yıllarda toplanan birikinti ve değişen hücreleri gıdaya dönüştürerek
kullanabilir. Bunu idrak edebilenin açlığı rahat geçer.
Hayızlı ve nifaslı kadın, oruç niyetiyle değil, sağlık
niyetiyle Su Orucu yapmalıdır.
Sağlık için 10 günden fazla açlığa gerek yoktur.
Açlık yapamayanlar açlık gününün 2 katı kadar günü meyve
veya sebze suyu içerek, örneğin, 3 günlük açlık yerine 7 günü, 10 günlük açlık
yerine 21 günü sadece meyve- sebze suyu içerek geçirmelidir. Günde 1,5-2 litre
meyve-sebze suyu yeterli olabilir. Meyve ve sebze suyuna bir miktar su ilave
etmeyi unutmamak gerekir. Hastalığın türü göz önüne alınarak meyve sularının
seçimi için "İlaçlar" bölümüne bakılabilir. Gün boyu aynı meyve suyu
içilebileceği gibi her öğün farklı meyve suları da içilebilir. Mesela, 7 gün
boyunca sadece greyfurt suyu, elma suyu veya havuç suyu + elma suyu ya da
kırmızı pancar suyu + havuç suyu karışımı içilebilir. Farklı meyve suları
içilecekse sıralama şöyle olabilir: Sabah limon, greyfurt veya portakal suyu,
öğlen nar, ikindide elma +. havuç suyu karışımı, akşam havuç + kırmızı pancar
suyu karışımı.
1 Günlük Açlık Orucu
Haftanın herhangi bir günü tutulabilen 1 Günlük Su Orucu
için en uygun günler, sünnet olan Pazartesi ve Perşembe'dir. Pazartesi günü
tutulacak 1 günlük, yani 36 saatlik açlık orucu şu şekilde yapılır: Pazar
akşamı saat 19:00'dan itibaren hiçbir şey yenmez. Yatmadan önce sinameki ya da
magnezyum sülfat gibi bir müshil içilir. Pazartesi sahurda bir şey yenmez,
büyük abdeste çıkmak için 1 bardak su içilir ve oruca başlanır. Kabızlık sorunu
olanlar lavman da yapabilir. Bağırsakların çalışmasında problem yoksa 1 günlük
ve 3 günlük oruçta lavman yapmaya ve ya sinameki içmeye gerek yoktur. İftarda
1-3 yudum su ile oruç açılır, başka hiçbir şey yenmez. Fakat susayan istediği
kadar su içebilir. Salı sabahı saat 07:00'de meyve suyu içerek 36 saatlik oruç
tamamlanır. Gün boyu yalnızca meyve suyu içilir, meyve veya salata yenir,
akşama yakın tek çeşit yemek yenebilir.
Oruç tatlıyla veya yemekle açılmaz. Tatlı ile açmak,
pankreasa zarar verebilir, yemek ile açmak bağırsak burkulmasına yol açabilir.
1 günlük oruca devam etmek isteyen, değiştirmeden hep aynı
gün tutmalıdır. Çünkü vücut aynı gün tutulan oruca kolay alışır, oruç günü
geldiğinde iştah kendiliğinden kesilir, oruç rahat geçer. Farklı günlerde
tutulan oruçta, vücut şaşırır, iştah kesilmez, oruç daha zor geçer. Çocuklar ve
gençler oruca kolay alışır ve kısa zamanda hastalıktan arınır. Haftada 1 gün
oruç tutan ve beslenme kurallarını bozmayan hastalık yüzü görmez. Akıllı insan,
hastalıklardan ömür boyu korunabilmek için haftada 1 gün oruç tutmayı ihmal
etmez. Yaşlıların gençler kadar kolay sağlığına kavuşması mümkün değildir.
Onlar bütün temizlemeleri yaptıktan sonra 1 günlük oruca devam etmelidir.
3 Günlük Açlık Orucu
3 Günlük Su Orucu yaparken açlığın ilk günü, aynı 1 günlük
açlıkta olduğu gibi, sahurda su içilir, sonra iftar ve sahurda bir şey yemeden
3 gün arka arkaya oruç tutulur. 4. gün yani orucun sonunda önce meyve suyu,
sonra meyve, daha sonra salata yenir, yalnızca akşam sebze yemeği yenebilir.
Hastalığı ağır olan, 3 günlük orucu 7 gün arayla 7-21 defa yapmalıdır. 3 günlük
orucun kanser dahil bütün hastalıklara büyük faydası vardır.
10 Günlük Açlık Orucu
Dioksinler, ftalatlar, aspartam ve Ti02 birikintilerinin
dokulardan atılması; tümör, ağır kemik hastalıkları, ruhsal
hastalıklar;epilepsi ve MS gibi nörolojik hastalıklar, kalp-damar hastalıkları
gibi ağır hastalıkların iyileşmesi 10 gün aç kalmadan mümkün değildir. Çünkü
yukarıda anlatıldığı gibi açlığın etkisi sadece 5-7. günden sonra hücrelere
iner ve bozulan hücreleri iyileştirmeye veya parçalamaya başlar.
Oruca başlamadan önceki gece yatmadan önce öğütülmüş
sinameki ve-ya magnezyum sülfat alınır, sahurda 1-2 bardak su içilir. İstenirse
magnezyum sülfat sahurda içilir. Bağırsaklar boşaltılamazsa lavman yapılır
çünkü oruç sırasında bağırsaklar temiz olmalıdır.
İlk 3 gün iftarda 1-3 yudum, çok istenirse, istenildiği
kadar su içilebilir, 3 gün sonra iftar ve sahurda istenildiği kadar su
içilebilir. İçilen suyun kalitesi çok önemlidir.
Günde 1 -2 defa soğuğa yakın ılık su ile gusül abdesti
alınır. Ne abdest, ne de içmek için sıcak su kullanılmamalıdır, çünkü açlıkta
mide bezleri çalışmaz ve enzim üretmez. İçilen veya gusülde kullanılan sıcak su
mide bezlerini çalıştırabilir ve mide bezleri mide suyu üretmeye başlayabilir.
0 zaman insan orucu açmaya mecbur kalır.
Açlıkta farklı yerlerde ağrılar, ateş, titreme, kusma, ishal
olabilir, şeker ve tansiyon düşebilir. Bunların hepsi normaldir ve iyileşme
işaretidir. Bu, vücudun, kendi durumuna göre ihtiyacı olanı ayarlamasıdır, ona
müdahale etmemek gerekir. Bunlardan herhangi biri veya birkaçı ile
karşılaşıldığı zaman su lavmanı yapılır. Lavman ile atılanlar çok miktarda ise
açlık orucu boyunca iki günde bir lavman yapmaya devam edilir.
10 günlük orucu, konuyu bilen bir hekim kontrolünde yapmak
daha kolaydır.
10 günlük açlık orucu bittikten sonraki on gün, açlıktan
daha önemlidir.
Bu günlerde vücut, kaybedilen hasta hücrelerin yerini
doldurmak için, sağlıklı hücreleri çoğaltarak, organları yeniden inşa etmeye
başlar. Yani tamamlanan orucun neticesi direkt olarak bu 10 gün süresince yenen
yemeklere bağlıdır. Tüketilen gıda meyve, taze çiğ sebze, rafine olmamış
zeytinyağı, doğal bal olmalı; suya dikkat edilmelidir!
10 Günlük Açlık Orucu Bittikten Sonra Beslenme Nasıl Olmalı?
1. gün: Sabah taze sıkılmış elma suyu, greyfurt suyu veya
limon suyu yarı yarıya su ile karıştırılarak oruç açılır. Sıkılacak meyvelerin
mutlaka çürüksüz, beresiz olması gerekir. Akşama kadar tahminen 1-1,5 litre
meyve suyu içilir. 10 gün oruçtan sonra hiç iştah yoksa, o zaman oruca devam
etmek en doğru seçenek olur. Ancak oruca devam etme gücünü kendinde
bulamayanlar, kendilerini zorlamadan, iştahları gelene kadar, meyve suyu içmeye
devam ederler.
2. gün: Sabahtan öğleye kadar 3/4 meyve suyu + 1/4 su
karışımı içilir, öğleden akşama kadar her 3 saatte bir istenilen meyve başka
bir meyveyle karıştırılmadan yenebilir.
3. gün: Sabah meyve suyu, sonra meyve, sonra salata, sonra,
akşama yakın yağsız ve tuzsuz, az su ile kısık ateşte pişirilmiş sebze yemeği
veya sebze çorbası yenebilir. Bu ilk 3 günde kahverengi, siyah veya yeşilimsi
renkli büyük abdest gelebilir. Gelmezse, 3. veya 4. gün sabah lavman yapılır
4. gün: Aynen 3. gün olduğu gibi, sadece akşam kabak,
kereviz, pırasa, kara lahana, pazı gibi herhangi bir sebze yemeği ile 30 gr.
ekmek veya aynı miktarda haşlanmış pirinç yenebilir. Yemeğe 1 çorba kaşığı
sızma zeytinyağı, ince kesilmiş dere otu, maydanoz, taze soğan ve sarımsak
eklenebilir.
5. gün: Sabah bal şurubu içilebilir. Bal doğal olmalı ve 30
gr.'dan fazla alınmamalıdır. Acıkınca meyve, karpuz veya kavun, 3 saat sonra da
taze salata yenir. Akşama yakın zeytinyağı, sarımsak ve soğanla, kavrulmadan
yapılmış sebze yemeği 50-60 gr. ekmekle yenebilir. Yanında yoğurt da olabilir.
6. gün: 5. gün olduğu gibi aynı yemekler (sebze yemeği,
haşlanmış pirinç, yoğurt ve salata) yenebilir. Aynı gün içinde ekmek ve pirinç
yenmez, ya pirinç ya da ekmek yenir.
7-8. gün: 6. günde olduğu gibi beslenilir. Ek olarak
zeytinyağlı taze fasulye yemeği yenebilir.
9. gün: Ek olarak balık yenebilir.
10. gün: Et yenebilir. Uyan: Oruçtan sonraki 10 gün boyunca
sadece yukarıda yazılanlar yenme -lidir. Peynir, süt, tuz, şeker, kahve, siyah
çay, hazır yiyecek ve içecekler kesinlikle kullanılmamalıdır. Bir gr. tuz dahi
vücuttaki su-tuz dengesini derhal bozarak ödeme sebep olur. Birinci yemek
hazmedilmeden ikinci bir ye -mek yemek tehlikelidir. Hazmın bozulmasına,
bağırsaklarda gaz oluşmasına ve bağırsak burkulmasına sebep olabilir.
10 Günlük Açlıkta kusma olursa durdurmak için
Karın bölgesine ve kürek kemikleri arasına kupa kapatılır.
Salıncakta sallanmak da kusmayı durdurur.
Bazen kusma bir kaç gün (3-4 gün) uzayabilir. Bu durumda
nane, kereviz yaprağı, limon kabuğu, kediotu, ayva veya sirke koklamak,
durmazsa, yeni öğütülmüş veya dövülmüş kara biber koklamak, yine de durmazsa su
içmek, gusül abdesti almak ve lavman yapmak gerekir. Kusma yine de durmazsa,
elma çiğneyerek suyu emilir kalıntıları yutmadan atılır, ya da greyfurt veya
limon emerek oruç bozulabilir. Bu şekilde bozulan orucun arkasından da meyve suyu
içmeye devam edilir. Oruçtan asla zarar gelmediği, ne inanıp, kusmaya
sabredebilen ve oruca devam edebilen insan büyük has. talıklardan kurtulabilir.
Çünkü kusma, beyinde derin değişimler olduğuna, vücuttan ağır toksinlerin
atıldığına veya karaciğer ve dalağın ağır hastalığı, na işarettir. İnatçı
kusmayı durdurmak için
Kekik ve nane demlenir, nar suyu eklenerek içilir. Veya
Kaynatılarak bekletilen karanfil suyu yudum-yudum içilir,
limon suyu içilir veya yutmadan ayva çiğnenir.
On günlük orucu gençler hemen yapabilir. 40 yaş üzerindeki
acil hastalar ve çok ihtiyacı olanlar önce 10 gün sadece greyfurt, havuç ve
elma suyu içtikten ve karaciğeri temizledikten sonra oruca başlayabilirler.
Oruçların sağlık için hiçbir zararı veya tehlikesi yoktur.
Ancak 10 günlük oruç herkese nasip olmayabilir. Su Orucu yapanlar, tokluktan
rahatsız olur ve sürekli açlığı özler. Birkaç defa 10 günlük açlık orucu
yaptıktan sonra insan kendini çok sağlıklı hisseder. Beslenme kanunlarını
gözeten, haftada 36 saat veya ayda 3 gün, hicri ayın 13, 14, 15'i günleri aç
kalan insanın vücudu sağlıklı olur.
Ancak beden-ruh sağlığının dengesi yalnızca beş vakit namaz
ile sağlanabilir. İsa aleyhisselam "Beni temizle" ricasında bulunan
birisine, ''Seni temizleyebilirim, ama sen evini (vücudunu) temiz tutmazsan,
eski sahipleri (habis ruhlar, hastalıklar, günahlar) bu sefer arkadaşlarını da
toplayarak, geri dönerler", cevabını vermiştir. Açlık orucu, beyinde
yerleşen zararlı programları siler, düşünce, anlayış ve ezberleme kuvvetini,
konsantrasyon yeteneğini, görme, işitme, tat alma duyularını geliştirir ve
güçlendirir.
İnsanın gördüğü rüyalar daha güzel, renkli ve canlı olur. Bu
noktaya gelen insan için ilim öğrenme ve Kur'ân-ı Kerim ezberleme zamanı
gelmiştir. Elbette uzun ve ağır hastalıklar sonucu tahribata uğrayan organların
tamamen eski hallerine dönmesi mümkün olmayacaktır. Ancak bu organların sağlam
kalan kısımları büyük oranda iyileşebilir. Bu iyileşen kısımlar, sağlıklı
organın işlevini bir derece kompanse eder. Mesela, sağlıklı bir kimse 3-5
kişilik yemeği tek başına bir oturuşta tüketirse, vücut zarar görmekle beraber,
bununla bir şekilde baş edebilir. Ancak ağır hastalık sonucu organlar zarar
görmüş birisi için böyle bir deneme ağır sonuçlar doğurabilir.
Ağır hastalık geçirenlerin hayatı boyunca yapması gerekenler
Düzenli olarak sülük ve hacamat ile kanı temizlemek.
Su ve yiyecek kalitesine dikkat etmek.
Her zaman taze ve doğal yiyecekleri, ağırlıklı olarak
salata, meyve, bal, kavrulmamış kuruyemiş gibi çiğ olanları tercih etmek.
Mümkün olduğunca az yemek.
Mayalı ekmek, bozuk meyve (özellikle tatlı elma, muz, kavun
ve armutun bozulmuşu), gaz yapan, mizaca uygun olmayan yiyeceklerden uzak
Ağır fiziksel işlerden, kimyasallarla çalışmaktan, kimyasal
madde kullanmaktan kaçınmak.
Doğru beslenme alışkanlığı edinerek, kuralların dışına
çıkmamak ve bağırsakların düzgün çalışmasını sağlamak.
Her yıl, genel tedaviyi uygulamak ve ayda 3 gün veya haftada
bir gün açlık orucu yapmak.
Bütün bu kurallar hastalar kadar sağlıklı olanların da
uyması gereken kurallardır. Buraya kadar anlatılan tüm tavsiyeler ve ilaçlar
sadece hastalar için değildir. Bu, ilaçlar aynı zamanda gıda olduğu için,
büyük, küçük, erkek, kadın, yaşlı, genç herkes kullanabilir.”
Kaynak: Dr. Aidin Salih'in Açlık Orucu (Su Orucu-Şifa Orucu)