Bidat nedir?
Bidat nedir?; sonradan ortaya çıkarılan her şeydir. Dinde bidat ise, Eshâb-ı kiram ve tabiin zamanından sonra, Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’in izni olmadan, dinde yapılan eklemeler ve noksanlıklar, yani ibadet olarak yapılan, sevap olduğu düşünülen değişiklikler demektir. Dinde reform da, dinde bidat demektir. Bidat sahibi, dalalet ehli yani sapık olur.
“Din adına uydurulan her şey bid’attir, her bid’at sapıklıktır; her sapıklık da Cehenneme götürür.” (Buhari, Müslim, İbni Mace, Nesai)
İmam-ı Gazali hazretleri buyurdu ki:
Kibrin diğer günahlardan daha büyük olmasının sebebi şudur: Büyüklük ancak Allahü teâlâya mahsus iken, kulun kibirlenmesi, bir kölenin hükümdarın tacını başına geçirerek onun tahtında oturup hükmetmesine benzer. Hükümdarın bir emrini yapmayarak suç işlemekle, hükümdarlığına sahip çıkmak, onun tahtına oturup emirler vermek arasında elbette büyük fark vardır. İşte kibirlenmek, Allah’ın emrini yapmamak gibi bir suç değil, bizzat ilah olmak gibi büyük suç oluyor.
Bid’atin de hırsızlık, katillik, fahişelik, içki içmek gibi haramlardan daha büyük olmasının sebebi budur. Günah işleyen kimse, Allah’ın emrine isyan etmiş olur, büyük günah işler. Fakat bid’at çıkaran kimse, Allah’ın, Resulünün ve Resulullahın vârisleri olan âlimlerin bildirdiği hükümleri beğenmeyip yeni hükümler koymaya, bizzat dinin sahibi olmaya çalışıyor. Yani Allah adına, Resulü adına hareket ediyor, hatta onları beğenmeyip kendi görüşünü din gibi ortaya koymaya çalışıyor. Bu bakımdan bid’at ehli, hırsızdan, eşkıyadan, katilden daha büyük günah işliyor. İşte bunun gibi sebeplerden dolayı Peygamber efendimiz, (Ben onlardan değilim, onlar da benden değildir. Onlara karşı cihad, kâfirlerle cihad gibi önemlidir) buyuruyor. (Deylemi)
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
(Bidat ehli, yapacağı değişikliklerle, dini düzelteceklerini, olgunlaştıracaklarını zannederek bidat çıkarıyor, bidatlerin zulmetleri ile sünnetin nurunu örtmeye çalışıyorlar. Bunlar, dinin noksanlıklarını tamamladıklarını iddia ediyorlar. Bilmiyorlar ki din noksan değil, kâmildir. Dini noksan sanıp, tamamlamaya [çağa uydurmaya, çeşitli bid’atler çıkarmaya] çalışmak, Maide suresinin, (Bugün sizin için dininizi ikmâl eyledim. Üzerinize olan nimetimi tamamladım ve size din olarak İslamiyet’i vermekle razı oldum) mealindeki 3. âyetine inanmamak olur. (260. Mektup)
Teknolojideki yenilikler âdetler (yürüyerek değil de araba kullanmak gibi) içindir, teknolojinin ilerlemesiyle ibadetlerde değişiklik olmaz. Hadîka-tün-nediyyede diyor ki: “Bidat, dinden olmayan, ibadet olmayan, âdet olan bir şey ise, dinimiz bunu reddetmez. Yemekte, içmekte, elbisede, seyahat vasıtalarında, bina, mesken, ev işlerinde, ibadet yapmak, yani Allah’u Teâlâ’ya yakınlık niyet etmeyip, yalnız dünya işi düşünülürse, bunlar bir ibadeti yapmaya mani olmadıkça veya bir haramı işlemeye sebep olmadıkça, bidat olmazlar, dinimiz bunları menetmez, yasaklamaz.”
Bidat Ehli Olmamak İçin Ne Yapmalı?
Müslümanın itikatta mezhebin iki imamından birine, yani Matüridi veya Eşari mezhebine tabi olması lazımdır. Bu iki imamdan birini taklit etmek, insanı bu hastalıktan kurtarır. Çünkü, Ehl-i sünnet âlimleri, aklın ermediği bilgilerde, yalnız Kur’ân-ı kerime ve hadîs-i şeriflere uymuşlar, akıllarını yalnız bu ikisinin manalarını arayıp bulmakta ve anlamakta kullanmışlardır. Bu manaları, Eshâb-ı kiramdan, Onlar da, Resûlullahtan öğrenmişler ve öğrendiklerini kitaplarına yazmışlardır.
Kur’ân-ı kerimde ve hadîs-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan bir şeye inanmayan veya şüphe eden, Kafir olur. Açık olarak bildirilmemiş, şüpheli olan emirlere yanlış mana vermek Bidat olur. Kur'ândan, hadîsten yanlış mana çıkarana, Bidat sahibi denir. Kendi anladıklarına, düşüncelerine Kur'ân, hadîs diyene, Zındık denir. Bu yanlış anladığına inanan, bidat sahibi olur. Böyle şey olmaz, aklım kabul etmez derse, kafir olur. Bir harama mubah diyen kimse, bir âyete veya hadîs-i şerife dayanarak söylüyorsa, kafir olmaz, bidat sahibi olur. Hazret-i Ebu Bekir ile hazret-i Ömer’in hilafete seçilmeleri haklı değildi demek bidattir. Hilafete hakları yok idi demek ise küfürdür.
Her bidat sahibi, Kur’ân-ı kerimde ve hadîs-i şeriflerde manaları açık olmayan itikat bilgilerinde, yanlış tevil yaparak, yanlış mana çıkardığı için, hak yoldan ayrılmıştır. Halbuki, Peygamber efendimiz buyurdu ki: “Kur’ân-ı kerimden kendi aklı ile, kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kafirdir.”
Kur’ân-ı kerimden ve hadîs-i şeriflerden çıkarılan ilimler içinde, kıymetli ve doğru olan, yalnız Ehl-i sünnet âlimlerinin anladıkları ve bildirdikleridir. Ehl-i sünnet âlimleri, bu ilimleri, Eshâb-ı kiramdan öğrendi. Bunlar da, Resûlullah efendimizden öğrendiler. Her bidat sahibi ve her cahil, tuttuğu yolun, Kur’ân-ı kerime ve hadîs-i şeriflere uygun olduğunu sanır ve iddia eder. Halbuki bu halde olanların, Kur’ân-ı kerimden ve hadîs-i şeriflerden çıkardıkları her mana, makbul ve muteber değildir.
Kaynak; https://dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2728
Bidatı Yok Edip Sünneti İhya Etme
Hadis-i şerif’te Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur; “Sünnetimi ihya edip yayan halifemdir.” (İ.Asakir) Tabi bunu için doğru yerden ve doğru kişilerden dinimizi öğrenmemiz lazım yoksa yaşadığımızı din zanneder gideriz.