Sohbetin Önemi ve Sohbet Edenin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar!
SOHBETİN ÖNEMİ
Ey Talib-i Hak! Hakk Teâla seni zahiri ve batini ilimlerle süslesin.
Bilesin ki, “Bizim yolumuzun esası
sohbettir, beraber olmaktır.“ (Şah-ı Nakşibendi Hz.)
Celvette halvet olur, Kesrette vahdet olur.”
Cüneyd-i
Bağdâdî’ye göre Hak Teâlâ bir kuluna hayır murat ettiği zaman onu ham
sofulardan uzaklaştırır ve hakiki sûfîlerin arasında bulunmasını sağlar.
(Kuşeyrî, s. 436)
Batını koruyup kollamak zor iştir; lakin Cenab-ı Hakk’ın yardımıyla kendisinin has kullarının terbiyesi ile bu iş kısa zamanda gerçekleşir.
“Allah’u Teâla’nın lütfu ve O’nun has kullarının himmeti olmadan, melek de olsa defteri yine siyahtır.” (Mevlana Hz.)
Sohbet şeriatları kalbin muhafazasını hızlı bir şekilde sağlar ve kâmil
mükemmil şeyhin tek bir batıni iltifatı kalbin ıslahı için riyazetlerden
kazanılan faydadan çok daha fazladır. (Mevlana Hz.)
“Şemseddin’in tek bir nazarıyla Tebriz’e
bakan, çile çekenleri Kınar ve onlarla dalga geçer.” (Mevlana Hz.)
Şeyh Ebu Yusuf-i Hemedani (k.s.) şöyle buyurmuştur:“Allah (c.c) ile sohbet edin, eğer buna kadir değilseniz Allah (c.c.) ile sohbet edenlerle sohbet edin.”
“İşleriniz hayırlı olup olmadığı konusunda şüpheye düşerseniz, kabir
ehlinden yardım isteyin.” Bu Hadis-i Şerifte, Hak Teâla’da fena olan kimselerle
sohbet etmek gerektiğine işaret olunduğu buyrulur.
“Her önüne gelenle oturur kalkarsan kalbin felah bulmaz, beşeriyet
yükünden kurtulamazsın, böyle kişilerin sohbetinden sakın, yoksa salih
kimselerin ruhları haklarını sana helal etmez.” (Mevlana Hz.)
“Salih kimselerin sohbetinde bulunan onlar gibi salih olur, gülen
kimsenin gözyaşı bağı bahçeyi güleç yapar.” (Mevlaana Hz.)
Peki, büyük velilerin, salihlerin zahiri sohbetinden istifade
edemediğimiz zaman ne yapacağız? Salih insanların kitaplarını okuyacağız. Kitap okumakta
sohbetin yarısıdır! Yani, bir büyük zatın kitabını muhabbetle
okuyan, sohbet etmiş gibi ondan istifade eder. Sözü, insanın parçasıdır! Okuyucu okudu
sözün sahibi ile manevi bir bağı oluyor.
“Bizden konuşan bizim elbisemize
bürünür ve bizim tavrımızı seçmiş olur.” (Abdullah Dehlevi Hz.)
Tarikatı öğrenmeye ve din kitaplarını okumaya önem veriniz. Vakitleri bu
işe sarf etmenin iki cihanda fetihlere sebep olacağını biliniz. (Mazhar-ı Canı
Canan Hz.)
Yûsuf el-Hemedânî Hazretlerine; “Bu devir geçer ve gerçek şeyhler âhirete
göçerse selâmete ulaşmak için ne yapalım?” diye sorulduğunda, “Onların eserlerinden her gün sekiz yaprak
okuyun” diye cevap vermiş, bu söz Ferîdüddin Attâr’ın Tezkiretü’l-evliyâʾı kaleme
almasına vesile olmuştur.
Mahmud Efendi Hazreleri; “Mektubat-ı Rabbani olmasaydı az kalsın Mevlayı bilemeyecektik” buyurmuştur. Abdullah Dehlevi Hazretleri; “Mektubat dersine ikindiden sonra devam etmek saadet kapısı açılmasına vesiledir” buyurmuştur.
Yahya Kemal’e sormuşlar: “Türkler Viyana kapılarına nasıl gitti?” diye.
O da: “Türkler Viyana kapılarına kılıçla mı gitti zannediyorsunuz? Hayır, Osmanlı Viyana kapılarına bulgur pilavı
yiyerek ve Mesnevi Şerif okuyarak gitmiştir.” Cevabını vermiştir.
“Ben ilmi çok hamd ve şükür ile elde ettim. Ne zaman bir meseleyi
anlayıp oradaki hikmete mutalli olsam Allah’a hamd ederim, O da benim ilmimi
arttırır.” (İmam-ı Azam Hz.)
Vaiz kürsüsüne çıkan hoca efendiler, cemaati Cennet nimetleriyle, huri
ve gılmanlarıyla sevindirip, arkasından Cehennemin müthiş ateşleriyle, azap
meleklerinin havfli (korkulu) durumlarıyla halkı bir taraftan sevindirip, diğer
taraftan korkutmaları doğru değildir. Peki, nasıl olmalı? Bir mevzu üzerinde
durup, o günkü ders onunla ikmal edilmelidir. Dinliyenleri usandırmamak için
ders arasına tarihi vakalar, dini fıkralar, ahlaki faziletler ilave
edilmelidir. İştimai hayata uygun sohbetler, nasihatler dinleyenleri
ferahlandırır. Dinleme kabiliyetini artırır. Gafletten uyandırır. Aksi ise,
“Bir elinde ekmek, bir elinde deynek” kabilinden olan hükmü iktisab eder. Bu
halden tevakki edilmelidir. (Füsus Şarihi Abdüllatif Bosnevi Hz.)
İnsanların vicdanlarına hitap eden en etkileyici yoldur.”
(Mevlana Molla Cami Hz.)
Büyüklerden biri, sohbetle görevlendirdiği talebelerine “sohbetlerinizde
ilahlık ve peygamberlik davasında bulunmayın!” der. Talebeleri şaşırınca,
“Benim her dediğim olsun derseniz, ilahlık davasında bulunmuş olursunuz. Bana
uymayan, sohbetimize gelmeyen Cehenneme girer derseniz, peygamberlik davasında
bulunmuş olursunuz.” Buyurur. Şeyh gibi olmaya çalışmak, kendini ön planda
tumak uygun olmaz. Aksi takdirde bu hal büyüklerin karşısında varlık idda etmek
olur.
Âlem-i kuds fezâsında uçabilmek için iki
kanat lâzımdır. Biri çok amel-i sâlih işlemek, diğeri de kendini kusurlu
görmek.
Dâimâ Allâh’ın Lâtîf sıfatına sarıl ve O’nun fazl u keremini taleb et!
Sakın amellerinin karşılığını bekleme! Kemâlât ve fazîlet olarak söz ve
davranışlarından her ne zuhûr ederse etsin, onu hiçlik deryâsına atıp unut!
Devamlı nefsinin kusurlarını gör!
Her durumda hukûka riâyet etmek, Hak yoluna sülûk
edenlerin edeplerindendir. Onun için maksud ve matlûba erişenler; hukuk ve
âdâba riâyet etmekle erişmişlerdir. (Şah-ı Nakşıbendi Hz.)
Sohbet dini hayatı canlı tutulması için yapılır. Baş olmak, dünyalık
elde etmek veya halkı başına toplayıp, onların hürmet ve hizmetlerini celb
etmek için değil. İnsanı şeytana oyuncak edeceğini tekrar tekrar anlatan Ahmet
Kuddusi Hz. Azazili (şeytanı) Belam Bin Baura’yı, Bersisa’yı ve sahabeden iken
dünyalıklara mağlup olan Salebe’yi anlatmaktadır. Allah’u Teâla’ya kulluğu
Allah-u Teâla’nın emri için yapmayı, yeterince ilim ve bilgiyi kazanımayı,
farz-ı ayn olan bilgileri edinmeyi, bu şartların kazanılmasından sonrada ihlas
ile zikir, fikir ile şükür ibadetlerini gücü yettiği nisbette yerine getirmeyi
tavsiye etmektedir.
Bağrı anın yanık gerek can gözleri açık gerek.
Alçaktan alçak yürüye toprak içinde çürüye,
Aşk ateşinde eriye altın gibi sızmak gerek.”
(Niyazi Mısri Hz.)