"Bu Kapı Yokluk Kapısıdır, Varlık Elbisesi İle Girilmez. Varmısın Ki, Yok Olmaktan Korkuyorsun. Yokluğu Görünce Yüz Çevirme Allah Aşkı Yokluk İe Bulunur!" (El-Aziz İrfan Ocağı)

Huzur Makamı

Huzur Makamı

Ey kardeşim! Allah’u Teâla seni huzur makamına ulaştırsın. Bilesin ki, huzur makamında salik, yok görünür. Ziyade, “Mutlak varlık” zuhur eyler. Ta o derece olur ki nasıl ki kendisi evvel var idi, diğer şey yok idi, ahiri de öyle olur. Yani hayat-ı masiva kalmaz, sırf huzur olur. “O evveldir, ahirdir, zahirdir, batındır. O, her şeyi bilendir.” (Hadid 3) sırrı zuhur eder.

Hakk ancak resmi mahv olan, ismi kaybolan kimselere tecelli eder! “Kendinde bir varlık görüyorsan o tecelli ya şeytandandır ya da nefistendir.” Ve dahi tariki tahkikte hulul ve ittihat yoktur. Zira hulul; iki şey mevcut olup bir birine sirayet olur. Sütte yağ olduğu gibi. Ve ittihat iki şey birbirine müttehit olur. Acı su ve soğuk su birbirine karışıp mizaç-ı ahirde bir su olur.  

“Ger dilersen Hakk’ı bulmak, gezme sakın her yana,                                   
Sen anı ver sende bul, sen sana gel, sen sana.”      

Sultan-ül arifin Beyazıd-i Bestami Hz.’ne: “Sünnet ve farz sizin indinizde nedir?” deyu sual olunduk da: “Sünnet: Terk-i dünya, farz, sohbet-i meal Mevla’dır.”(Mevla ile sohbet) olduğunu haber vermiştir. Zira sünnet-i seniyyenin cümlesi dünyanın gönülden terkine ve Kitabullah dahi Mevlanın sohbetine delalet edicidir. Bu iki hatvedir ki huzurda salik-i sadık-ı vasıl-ı Mevla eder. Ve sünneti ve farzı yerine getirmiş olur. Ve vasıl-ı kemal eder. Âlem-i Halk’dan, varlık ve vücut mülahazasından: “Bir kadem nefsin üstüne koy, ikincisinde dostun köyündesin.”  Mısra-i mucibince Âlem-i batında huzur-u meallahı bulundurmak zat-ı Hakk’a teveccüh ve ikbal eylemekle bir kademde vuslat-ı zat müyesser olur. Azizim, gönülden taşra çıkma. Zat-ı Hakk’ı huzurda ara. (İmam Efendi Hz.)  
                     
“Talib-i Hakk nasihatim tut, bahane arama,                                                
Müşfik nasuhun sözünü dinle başkasına bakma.”                                   
(Hafız Şirazi Hz.)                                                                                                                     

Biraderim, sana bir nasihat eyledim tut! Ve sade dil olup vuslat bu olduğuna inan! Tariki mukarrabine salik olana lazımdır ki masivaullahdan bir şeye meyili olmaya! Ancak son maksad ve matlab-ı a’la cümle renk ve tasavvur ve takyidden sade ve beri ve münezzeh olan Cenab-ı Hakk’dır. Belki emr tarafına geç ki, oda âlemi hakikat tır. İşittin mi?

Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) efendimiz yemin ve yesara (sağa ve sola)  Leyle-i miraç da iltifat buyurmayıp (bakmayıp) belki makam-ı kab-ı kavseyn ‘e ki âlem-i sıfattır teveccüh eyledi ve bu sıfat âleminde dahi kalmayarak Ev Edna’ya ki âlem-i zat-tır teveccüh buyurdu. Ve O’nu bir aik-ı avk (alı koymak) etti mi? Asla avk eylemedi (Tutsak etmedi). Görmek arzu eden salik, makam-ı sıfata müteveccih olup her şeyden münezzeh olarak huzur ve ünsü bulup kararlaştırmak haletini bulmayınca! Gayriye kalır, miracı tamam olmaz. Uluvv-i şan ve himmet-i olan salik “Ev edna” makamına müteveccih olup, rahat kalmalıdır ve miracı tamam eyleyip, bi-murad (muratsız) olarak murad olmalıdır, canım. (İmam Efendi  Hz.)   

“Ben sanırdım âlem içre bana hiç yar kalmadı,                                             
Ben beni terk eyledim bildim ki ağyar kalmadı.”                                            
(Niyazi Mısri Hz.) 

Huzur Makamı

ÇIKMIŞ KİTAPLARIM;


  Allah Aşkı Kutbül Aşk Kitabı

RESİME TIKLAYIP ULAŞABİLİRSİNİZ

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski