Yâd-ı Kerd ve Yâd-ı Daşt Nedir ve Nasıl Yapılır?
Yâd-ı Kerd ve Yâd-ı Daşt huzurun meleke haline gelmesine kavuşmadığı müddetçe yâd-ı kerd makamındadır. Salikde huzur, devamlılık kazanıp, zevk hâsıl olunca ve tekellüfden (zorlanmadan) kurtulup, meleke meydana gelince bu hal yâd-ı daşt olur. Bu makamda gönülde bir dinginlik ve sakinlik hali hâsıl olur. Bu nisbetin muhafazasınada eğer bir kimse Hakk-ı (her zaman ve mekânda) hazır görürse onun bütün hali saadet ve ferahlık olur. “İhsan, Allah’ın görüyormuş gibi kulluk etmedir.” (Hadis-i Şerif) Agâhlık halinin devamından ibaret olan “yat daşt” (müşahade) ortaya çıkar. Eğer bu makama vasıl olan bir kimsede, zahiri meşguliyetler zikredilen nisbetin var olmasına mani olmaz ve bu huzur hali de onu zahiri amelleri yerine getirmekten alıkoymazsa o kimse vasıl olmuş kâmil kimselerden sayılır.
“Zikirden maksat, muhabbet ve tazim üzere kalbin daima Allah’u Teâla ile beraber olmasıdır.” (Şah-ı Nakşibendi Hz.)
Her tecelli bir istidadın meydana gelmesine, her bir istidad da (yeni) bir tecellinin zuhuruna sebep olur. Böylece O Hazret’in nihayetsiz İlahi Cemalinin celiklerinden (henüz zuhura gelmemiş fakat zuhur edecek olan) tecellilere karşı yeni bir iştiyak zahir olur. Onların susuzlukları her nefeste artar ve her ne zaman tecellilerin tatlı ve lezzetli suyunu tatsalar bu ancak onların susuzluğunu artırır. Ne onların İlahi Cemale olan susuzluklarından bir eksilme, ne de Feyyaz-ı Hakiki’nin onlara feyz olarak bahşettiği hayat suyunda bir kesilme meydana gelir.
Ne şarap tükendi ne de hararetim geçti.”
(Beyazıd-i Bestami Hz.)
ÇIKMIŞ KİTAPLARIM;
